Akademi olmaması
gerektiği yönde oldukça hızlı gidiyor. En başında ise kendi
yarattığı yönteme ve şekle ihanet halinde. Özellikle TC için
-gerçi buradaki durumu ne derece “akademi” olarak
adlandırabileceğimizden de şüpheliyim ama- durum fazlasıyla
acınacak halde, bu kesin.
Aslında bu konuda benzer
bir tartışma yakın zamanda Radikal gazetesi üzerinden dönmüştü
i
ancak ben yazıya her ne kadar o tartışma ekseninde başlamış
olsam da daha bağımsız olarak ilerleyeceğim. Çünkü o tarz
'sohbet'lerden zerre hazzetmiyorum. Ayrıca yazının kapsamı
ilerledikçe daha da genişledi ve o konuyu biraz aştı.
Bu yazının temelini bir
kavram üzerine kuracağım ve sonrasında da önümüzdeki konulara
bu kavram ekseninde bakacağım: açık akademik model. Ne olduğunu
ya da nasıl Bir şey olduğunu az çok biliyorsunuzdur sanırım.
Bilmeyenler için kısaca özetlemek gerekirse; açık akademik
model, araştırma sürecinin katkıda bulunmak isteyen herkese açık
olduğu ve en başından itibaren ilgili veya bu konuda tutkulu olan
herkesin katkı sunabileceği, test edebileceği ve elde ettiği
sonuçlarla sürece müdahele edebileceği yöntemdir, kısaca
günümüz bilimsel araştırmalarının hemen hepsinin yapıldığı
şekil. Bunun temel yöntem olmasının sebebi de, birçok özelliğini
bir yana bırakırsak, sağlıklı bilgi ve üretim için en doğru
yol olduğunun ortada oluşudur.
Çünkü bu modelde kapalı
kapılar ardında hiçbir şey yoktur, kimsenin dayatması yoktur,
otorite söz konusu değildir, sansür yanından bile geçemez.
Gerçek anlamıyla bilimin yapılabilmesi için en uygun koşulları
verir. Diğer yoldan gitmeye kalkarsanız elde edeceğiniz manastır
döneminden fazlası olmayacaktır.
Söz konusu model bilimsel
eğitim için de aynı derecede geçerli bir yöntemdir. Eğitim
süreci boyunca herşeyin geliştirmeye, eleştiriye açık olması;
ortamda herhangi bir hiyerarşinin (hoca-öğrenci,
profesör-araştırma görevlisi gibi) bulunmaması ve yardımlaşma
ve karşılıklı birbirini geliştirmeye dayalı bir eksende yürüyen
eğitim şekli. Tıpkı bilimin ve bilginin üretimindeki en doğru
yol olduğu gibi, onun öğretilmesinde ve paylaşılmasında da en
sağlıklı yoldur.
ii
Eğer sözünü ettiğimiz
konu; akademi, bilim, bilgi gibi kavramları içeriyorsa burada
herhangi bir otoritenin, bilgi mülkiyetinin varlığından
bahsetmemize zaten imkan olamaz. Akademi, bilgiyi manastırlardan,
iktidarlardan kurtarmak ve özgürce üretebilmek için ortaya çıkmış
bir yapıyken, onun tekrar iktidara teslim edilmesi bir yana, onun
içerisinde bir iç-iktidar yaratılmasına bile izin verilmemelidir.
Bilgi güçtür elbette, ancak bu gücün kişisel çıkarlar için
kullanılması da en hafif tabirle ona ihanettir.
Tüm bunların ardından
tekrar en başta sözünü ettiğimiz tartışmaya dönecek olursak
aslında cevabı çoktan verdiğimi görürsünüz. Bir takım bilgi
iktidarlarının, ellerindeki gücü kaybetme korkusundan ibarettir
aslında herşey. “Usta-çırak” gibi dalga geçilecek derecede
komik -başka bir laf kullanmayı çok isterdim ama...- bir fikrin
akademide nasıl bir yeri olduğunu düşündüklerini hala aklım
almıyor. Bilimde neyin ustalığından bahsediliyor acaba? Her an
gelişmesi ve değişmesi gereken bir süreçte usta olmak ne
demektir? Sadece isminin başında bir takım kısaltmalar yazması
çok özel bir yetki veya zihin kapasitesinde inanılmaz bir gelişme
mi sağlıyor? Özellikle de TC gibi cevap anahtarı doldurularak
akademisyen olunan bir yerden bahsediyorsak eğer. Kimsenin akademiye
birilerine çıraklık yapmak için gelmediği ortada -ki çıraklığı
sizin nasıl yaptırdığınız da ortada.
Bu yüzden var olup
olmadığı bile meçhul olan akademiye biraz nefes alanı açmamız
gerekiyorsa en başta yapmamız gereken, bilginin tepesine oturarak
sahte Babil Kuleleri yaratmaya çalışanlardan kurtularak başlamamız
gerekecek. Akademinin ve onun evi olan üniversitelerin Babil
Kulelerine değil, bilginin özgür kalmasına ihtiyacı var çünkü.
--- A.A.S.
ii“Açık
Akademik Model” hakkında birçok farklı kaynak bulabilirsiniz,
ancak bana özellikle yardımcı olan Ayrıntı Yay.'dan çıkmış
olan Pekka Himanen'in “Hacker Etiği” isimli kitabındaki
'Akademi ve manastır' bölümü oldu. İlerleyen yazılarda yerleri geldikçe kaynakları paylaşıp, bu serinin sonunda hepsini derlenmiş bir şekilde de ekleyeceğim.